Bizi Sosyal Medyada Takip Edin !
Prof. Dr. Bilal Eryılmaz ‘Etik ve Kalkınma'yı anlattı
Haber Galerisi
  • Prof. Dr. Bilal Eryılmaz ‘Etik ve Kalkınma'yı anlattı

  • 06 Nisan 2013

Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA), Eğitim Atölyesi çalışmaları çerçevesinde düzenlediği ‘Etik ve Kalkınma’ konferansında Kamu Etik Kurulu eski Başkanı Prof. Dr. Bilal Eryılmaz’ı ağırladı. Adana Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda 4 Ekim 2012 tarihinde gerçekleştirilen konferansın konuşmacı konuğu Prof. Dr. Eryılmaz; etik algısı, etiğin ve etik bakışın ne olduğu, çalışma hayatının değerleri, yozlaşma ve yolsuzluk gibi konularda detaylı bilgi verdi. Sunumunda etik ve kalkınmanın iki ayrı konu gibi görünse de aralarında çok büyük bir bağlantı olduğunu belirten Eryılmaz, “Kurumları ve toplumu etik değerler bakımından korumak, içme suyunu korumak kadar önemlidir” dedi.

ÇKA Genel Sekreteri Zekeriya Şarbak ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferansa Adana Vali Yardımcıları Adem Yılmaz, Halis Arslan, Durmuş Gençer ve İbrahim Avcı; Seyhan Belediye Başkanı Prof. Dr. Azim Öztürk, Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Sürenkök ve Meclis Başkanı Ahmet Kardeşler, Adana İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Selamet, Ajans personeli ile çok sayıda davetli katıldı. 

Genel Sekreter Şarbak’ın açılış konuşmasının ardından ‘Etik ve Kalkınma’ konulu sunumuna etikle ilgili tanımları paylaşarak başlayan Prof. Dr. Eryılmaz, konunun dünya ve Türkiye için önemine değindi. “Bugün dünyanın temel problemi etiğin ne olup olmadığı değil, daha çok bunun hayata geçirilmesi ve günlük davranış pratiği haline getirilmesiyle ilgili” diyen Eryılmaz, sunumunu şu sözlerle sürdürdü: “Etik konusunda farklı algılar olabilir. Etik Yunanca bir kavram. Bugün dünyada etik, ahlak kavramıyla birlikte kullanılıp onun da özünü taşıyan uluslararası bir iletişim kavramı haline gelmiştir. Spordan sanata, medyadan eğitim, sağlık ve ticarete kadar her alanda etik değerlerden söz ediyoruz. Dünya üzerinde etik değerler konusunda büyük bir ittifak var. Felsefe olarak etik konusu tartışılabilir fakat genel olarak etik düzenlemelerde tüm dünyada birbirine yakın kavrama şekilleri olduğunu görüyoruz. Etik ve ahlak esas itibariyle toplumun merkezinde oluşur. Dolayısıyla kanunları otorite, etiği millet yapar. O nedenle etiğin sahibi toplum olmak durumundadır ve etik değerlendirmeleri toplum yapar. Etik, ahlaki ilkeler bütünü/sistemidir; bir kişi, meslek mensupları, organizasyon ya da toplum kesimi tarafından benimsenen ve onların davranışlarını yönlendiren ilkelerdir ve felsefenin ahlakla ilgili dalıdır.” 

“SORUN SARARAN DALLARDA MI YOKSA KÖKLERDE Mİ?”
İnsanoğlunun bir bütün olduğu ve etiğin de özel hayat ile kamusal hayat arasında bir referans bağı ortaya çıkardığını kaydeden Prof. Dr. Eryılmaz, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Kurumlarımız belirli değerlere göre inşa edilir. Bunu besleyen köklerdir. Köklerden gövdeler ortaya çıkar. Gövdenin de dışa yansıması dallardır. Zaman zaman her toplumda çürüme/ yozlaşma alametleri ortaya çıkabilir; sararan dallar, yapraklar olabilir. Burada sorunu sararan dallarda mı yoksa bunlara seyirci kalan gövde ve köklerde mi aramalıyız? Eğer sararan yapraklardan şikayet ediyorsak, o personeli oradan ayıklamakla problemi çözemeyiz. Gövdede, kökte bunu sessizce kabullenen bir anlayış olup olmadığına bakmamız lazım. Kök ve gövdede sararan yapraklara karşı bir duruş yoksa yaprak sararmaya devam eder. Dolayısıyla aslolan köklerin, yani değerlerin sağlam olmasıdır. Bunu sağlam tuttuğunuz zaman sararan yapraklar da zaman içerisinde yeşerir. O bakımdan personel politikalarında değerlerin güçlendirilmesi çok önemli.” 
Sunumunu Konfüçyüs’ün “Karanlığı lanetlemektense bir mum yakmak daha iyidir” ve “İyi olan şeyi elde etmek zordur. Kötü olan şeyi elde etmek kolaydır” sözleriyle tamamlayan Prof. Dr. Eryılmaz, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.